اَلْإِفْجَاجُ [el-ifcâc] (hemzenin kesriyle) فُجَاجٌ [fucâc] dedikleri tarîk-i mezkûre gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفَجَّ الرَّجُلُ إِذَا سَلَكَ الْفُجَاجَ Ve apışı ayırmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَفْجَجْتُ مَا بَيْنَ رِجْلَيَّ أَيْ فَتَحْتُ Ve sürʹat eylemek, yaʹnî çabuk yürümek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: أَفَجَّ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ يَعْنِي فِي مَشْيِهِ Ve kuş çımkırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَفَجَّتِ النَّعَامَةُ إَذَا رَمَتْ بِصَوْمِهَا Ve çiftçi tarlayı saban ile pek söküp yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَفَجَّ اْلأَرْضَ بِالْفَدَّانِ إِذَا شَقَّهَا شَقًّا مُنْكَرًا
اَلْإِفْجَاجُ [el-ifcâc (hemzenin kesriyle) Devekuşu sağnamak; yukâlu: أَفَجَّتِ النَّعَامَةُ إِذَا رَمَتْ بِصَوْمِهَا Ve صَوْمٌ [ṡavm] ṡâd’ın fethiyle devekuşunun necâseti. İbnu’l-Aʹrâbî eyitti: إِفْجَاجٌ [ifcâc] sürʹat etmek maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: أَفَجَّ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı