اَلْإِفْرَاسُ [el-ifrâs] (hemzenin kesriyle) Bir nesneden bir mikdârını alıp gerisini alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَسَ عَنْ بَقِيَّةِ مَالٍ إِذَا أَخَذَهُ وَتَرَكَ مِنْهُ بَقِيَّةً Ve çoban gafletle sürüden bir koyunu kurda kaptırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَسَ الرَّاعِي إِذَا أَغْفَلَ فَأخَذَ الذِّئْبُ شَاةً مِنْ غَنَمِهِ Ve bir kimse nefsini tahlîs için dâbbesini yırtıcı cânvere fedâ ve siper-i kazâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَسَ الرَّجُلُ الْأَسَدَ حِمَارَهُ إِذَا تَرَكَهُ لَهُ لِيَفْتَرِسَهُ وَيَنْجُوَ هُوَ
اَلْإِفْرَاسُ [el-ifrâs] (hemzenin kesriyle) Çobanın koyunun kurt pârelemek; yukâlu: أَفْرَسَ الرَّاعِي إِذَا فَرَسَ لِلذِّئْبِ شَاةً مِنْ غَنَمِهِ Ve
إِفْرَاسٌ [ifrâs] Bir nesneyi yırtıcı cânvere fedâ kılmağa dahi derler; yukâlu: أَفْرَسَ الرَّجُلُ حِمَارَهُ الْأَسَدَ إِذَا تَرَكَهُ لِيَأْكُلَهُ وَيَنْجُوَ هُوَ Ve Naḋr b. Şumeyl eyitti: أَكَلَ الذِّئْبُ derler, أَفْرَسَ الذِّئْبُ demezler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı