اَلْإِفْتِنَانُ [el-iftinân] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Gûnâgûn söz söylemeğe başlamak maʹnâsınadır; yukâlu: إِفْتَنَّ الرَّجُلُ إِذَا أَخَذَ فِي فُنُونٍ مِنَ الْقَوْلِ Şârih der ki تَفَنُّنٌ [tefennun] dahi bu maʹnâyadır; yukâlu: إِفْتَنَّ فِي الْحَدِيثِ وَتَفَنَّنَ
اَلْإِفْتِنَانُ [el-iftinân] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bir kimse hadîsinde yâ hutbesinde ecnâs-ı kelâm ve turuk-ı muhtelife îrâd etmek; yukâlu: إِفْتَنَّ الرَّجُلُ فِي حَدِيثِهِ أَوْ فِي خُطْبَتِهِ إِذَا جَاءَ بِالْأَفَانِينِ وَهُوَ مِثْلُ الْإِشْتِقَاقِ Ve إِشْتِقَاقٌ [iştiḵâḵ] sağa ve sola kelâmı sevk etmektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı