اَلتَّوْذِيفُ [et-tevžîf] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) ve
اَلتَّوَذُّفُ [et-tevežžuf] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Salını salını adımları sıkça ve omuzları oynatarak yürümek maʹnâsınadır ki zehv ve edâ yürüyüşüdür. ʹAlâ-kavlin tîz tîz yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: يُؤَذِّفُ فُلاَنٌ وَيَتَوَذَّفُ إِذَا كَانَ يَمْشِي مُقَارِبَ الْخَطْوِ وَمُحَرِّكًا مَنْكِبَيْهِ مُتَبَخْتِرًا أَوْ يُسْرِعُ
اَلتَّوَذُّفُ [et-tevežžuf] (fethateynle ve žâl-ı muʹcemenin zammı ve teşdîdiyle) Yürürken adımı birbirine karîb edip omuzları tahrîk etmek; yukâlu: مَرَّ يَتَوَذَّفُ إِذَا مَرَّ يُقَارِبُ الْخَطْوَ وَيُحَرِّكُ مَنْكِبَيْهِ Ve fi’l-hadîsi: “خَرَجَ الْحَجَّاجُ يَتَوَذَّفُ فِي سِبْتَيْنِ” Ve سِبْتَيْنِ [sibteyn] sîn-i mühmelenin kesriyle bir cins ayakkabına derler ki ekser ʹArab tâ΄ifesi istiʹmâl eder. Ve Ebû ʹAmr eyitti: تَوَذُّفٌ [tevežžuf] salını salını yürümektir, تَبَخْتُرٌ [tebaḣtur] maʹnâsına. Ve Ebû ʹUbeyd eyitti: تَوَذُّفٌ [tevežžuf] sürʹat etmektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı