el-cimâʹ ~ اَلْجِمَاعُ

Kamus-ı Muhit - الجماع maddesi

اَلْجِمَاعُ [el-cimâʹ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bu dahi büyük tencereye denir; cemʹi جُمْعٌ [cumʹ] gelir cîm’in zammıyla; yukâlu: قِدْرٌ جِمَاعٌ أَيْ عَظِيمَةٌ Ve ʹaded cihetiyle müctemiʹ olan şey΄e denir. Bu mülâbese ile müfred mukâbili olan جَمْعٌ [cemʹ]e ıtlâk olundu; yukâlu: جِمَاعُ الْخِبَاءِ الْأَخْبِيَةُ

اَلْجُمَّاعُ [el-cummâʹ] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde) Kabâ΄il-i müteferrikadan birikmiş derinti ahlât-ı nâsa denir; yukâlu: تَجَمَّعَتْ جُمَّاعُ النَّاسِ أَيْ أَخْلاَطُهُمْ مِنْ قَبَائِلَ شَتَّى Ve her şey΄in aslının gür ve dertop ve cemʹiyyetli olan yerine denir. Kâle’ş-şârih ve fî hadîsi İbn ʹAbbâs kavluhu taʹâlâ: ﴿وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ﴾ قَالَ الشُّعُوبُ اَلْجُمَّاعُ وَالْقَبَائِلُ اَلْأَفْخَاذُ فَالْجُمَّاعُ مُجْتَمَعُ أَصْلِ كُلِّ شَيْءٍ أَرَادَ مَنْشَأَ النَّسَبِ وَأَصْلَ الْمَوْلِدِ Ve

جُمَّاعُ [cummâʹ] Mutlakan bir araya gelip dertop olmuş nesneye denir ki niteki جُمَّاعُ الثُّرَيَّا [cummâʹušamp;-šamp;ureyyâ] Ülker’in kevâkib-i müctemiʹadan ve جُمَّاعُ الْكَفِّ [cummâʹu’l-keff] yumruktan ʹibârettir.

Vankulu Lugatı - الجماع maddesi

اَلْجِمَاعُ [el-cimâʹ] (cîm’in kesriyle) Cemʹ olunan nesne; tekûlu: جِمَاعُ الْخِبَاءِ الْأَخْبِيَةُ لِأَنَّ الْجِمَاعَ مَا جَمَعَ عَدَدًا Ve

جِمَاعٌ [cimâʹ] جَامِعٌ [câmiʹ] maʹnâsına da gelir; yukâlu: اَلْخَمْرُ جِمَاعُ الْإِثْمِ Ve bu sebebden büyük çömleğe dahi جِمَاعٌ [cimâʹ] derler, umûr-ı kesîreyi câmiʹ olduğu için; yukâlu: قِدْرٌ جِمَاعٌ

اَلْجُمَّاعُ [el-cummâʹ] (cîm’in zammı ve mîm’in teşdîdiyle) Derinti olan cemâʹat ki kabâ΄il-i muhtelifeden devşirilmişlerdir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı