el-ḩasm ~ اَلْحَسْمُ

Kamus-ı Muhit - الحسم maddesi

اَلْحَسْمُ [el-ḩasm] (ḩâ’nın fethi ve sîn’in sükûnuyla) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَسَمَهُ حَسْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَطَعَهُ Ve damarı kesip kanı dinmek için dağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: حَسَمَ الْعِرْقَ إِذَا قَطَعَهُ ثُمَّ كَوَاهُ لِئَلَّا يَسِيلَ دَمُهُ Ve bir marazı devâ ile katʹ ve izâle eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: حَسَمَ الدَّاءَ إِذَا قَطَعَهُ بِالدَّوَاءِ Ve bir kimseden bir nesneyi vermeyip menʹ eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir ki verip dururken vermemekten ʹibârettir; yukâlu: حَسَمَ فُلَانًا الشَّيْءَ إِذَا مَنَعَهُ إِيَّاهُ

Vankulu Lugatı - الحسم maddesi

اَلْحَسْمُ [el-ḩasm] (ḩâ’nın fethi ve sîn’in sükûnuyla) Kesmek, katʹ maʹnâsına. Ve

حَسْمٌ [ḩasm] Damarı dağlayıp kanın kesmeğe dahi derler. Ve fi’l-hadîsi “أَنَّهُ أُتِيَ بِسَارِقٍ فَقَالَ اقْطَعُوهُ ثُمَّ احْسِمُوهُ” أَيِ اكْوُوهُ بِالنَّارِ لِيَنْقَطِعَ الدَّمُ Ve fî hadîsin âhara: “عَلَيْكُمْ بِالصَّوْمِ فَإِنَّهُ مَحْسَمَةٌ لِلْعِرْقِ وَمَذْهَبَةٌ لِلْأَشَرِ” Ve أَشَرٌ [eşer] güre olup harûn olmağa derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı