اَلْخَزْوُ [el-ḣazv] (ḣâ’nın fethi ve zây-ı muʹcemenin sükûnuyla) Bir adama gâlib olmakla zîr-i hükmüne alıp kahr ve zabt eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَزَاهُ يَخْزُوهُ خَزْوًا إِذَا سَاسَهُ وَقَهَرَهُ Ve mâlik olmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَزَاهُ إِذَا مَلَكَهُ Ve bir adamı hevâ ve hevesinden durdurup geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَزَا فُلَانًا إِذَا كَفَّهُ عَنْ هَوَاهُ Ve ʹacemî dâbbeye baş öğretmek maʹnâsınadır; yukâlu. خَزَا الدَّابَةَ إِذَا رَاضَهَا Ve ʹadâvet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَزَا فُلَانًا إِذَا عَادَاهُ Ve süt emmesin diye deve köşeğinin dilini yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَزَا الْفَصِيلَ إِذَا شَقَّ لِسَانَهُ
اَلْخَزْوُ [el-ḣazv] (ḣâ’nın fethi ve zâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Bir kimseye hükm ve galebe kılmak; tekûlu: خَزَاهُ يَخْزُوهُ خَزْوًا إِذَا سَاسَهُ وَقَهَرَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı