اَلْخُلَيْقَاءُ [el-ḣuleyḵâ΄] (musaggar bünyesiyle) خَلْقَاءُ [ḣalḵâ΄] gibi magâranın içine denir. Ve cebhenin düz ve yassı yerine denir, خَلْقُاءُ [ḣalḵâ΄] gibi; yukâlu: ضَرَبَ عَلَى خَلْقَاءِ جَبْهَتِهِ وَخُلَيْقَائِهَا أَيْ مُسْتَوَاهَا Ve at kısmının burnunun cebheden yana olan yerine denir ki insânda عِرْنِينٌ [ʹirnîn] menzilindedir.
اَلْخُلَيْقَاءُ [el-ḣuleyḵâ΄] (ḣâ’nın zammı ve lâm’ın fethi ve elifin meddiyle) At burnunun alından yana olan cânibi, aʹlâ-yı enf maʹnâsına ki insânda ona عِرْنِينٌ [ʹirnîn] derler ʹayn-ı mühmelenin kesri ve râ-yı mühmelenin sükûnuyla.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı