er-raḩim ~ اَلرَّحِمُ

Kamus-ı Muhit - الرحم maddesi

اَلرِّحْمُ [er-riḩm] (râ’nın kesriyle) ve

اَلرَّحِمُ [er-raḩim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Nisvânda ve dişi hayvânda olan döl yatağına denir ki veled onun içinde tekevvün eder, Fârisîde zihdân denir; yukâlu: وَقَعَتِ النُّطْفَةُ فِي الرَّحْمِ وَالرَّحِمِ وَهُوَ بَيْتُ مَنْبِتِ الْوَلَدِ وَوِعَاؤُهُ Ve hısımlığa denir, karâbet maʹnâsına yâhûd asl ve esbâbına denir;cemʹi أَرْحَامٌ [erḩâm] gelir.

اَلرَّحَامَةُ [er-reḩâmet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) ve

اَلرَّحْمُ [er-raḩm] (râ’nın fethiyle) ve

اَلرَّحَمُ [er-reḩam] (fethateynle) Hatun yâhûd hayvân doğurduktan sonra rahim ağrısını mübtelâ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَحُمَتِ الْمَرْأَةُ وَالنَّاقَةُ وَرَحِمَتْ وَرُحِمَتْ عَلَى الْمَجْهُولِ رَحَامَةً وَرَحْمًا وَرَحَمًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالرَّابِعِ إِذَا اشْتَكَتْ رَحِمَهَا بَعْدَ الْوِلَادَةِ Baʹzılar dedi ki رَحَامَةٌ [reḩâmet] ve رَحَمٌ [reḩam] bir ʹillettir ki rahimde hâdis olmakla döl tutmaz olur, ʹalâ-kavlin doğurduktan sonra sonu düşmez olur ki helâkı mü΄eddîdir. Mü΄ellif burada dahi müsâmaha eylemiştir, zîrâ o ʹilletin ismi رُحَامٌ [ruḩâm]dır, غُرَابٌ [ġurâb] vezninde. Ve رَحَامَةٌ [reḩâmet] ve رَحَمٌ [reḩam] vech-i mezkûr üzere masdarlardır.

اَلرَّحْمَةُ [er-raḩmet] (râ’nın fethi ve ḩâ-yı mühmelenin sükûnuyla ve fethiyle) ve

اَلْمَرْحَمَةُ [el-merḩamet] (mîm’in ve ḩâ’nın fethiyle) ve

اَلرُّحْمُ [er-ruḩm] (râ’nın zammıyla ve zammeteynle) Bir kimseyi esirgemek ve rikkat ve şefkat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَحِمَهُ رَحْمَةً وَمَرْحَمَةً وَرُحُمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا رَقَّ لَهُ وَغَفَرَ وَتَعَطَّفَ Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre رَحْمَةٌ [raḩmet] merhûma ihsânı muktezî rikkatten ʹibârettir ki esirgemek taʹbîr olunur, عَطْفٌ [ʹaṯf]tan eblagdır. Ve gâh olur ki rikkat-i mücerredede ve rikkatten mücerred ihsânda istiʹmâl olunur, رَحِمَ اللهُ فُلَانًا gibi. Kaçan onunla Ḣudâ-yı müteʹâl vasflansa hemân ihsân-ı mücerred olur, rikkat murâd olmaz, zîrâ rikkat kalbin hâletidir, pes gâyeti olan ihsân irâde olunur. Ve رَحْمَنُ [Raḩmân] ismi ancak Ḣudâ-yı muteʹâl’e mahsûstur. Ve رَحِيمٌ [raḩîm] mahlûka da vasf olur, zîrâ رَحْمَنُ [Raḩmân] eblagdır. Ve İmâm Muberred ve Šaʹleb dediler ki رَحْمَنُ [Raḩmân] lafzı Suryânîdir ve aslı ḣâ-yı muʹcemedir. Ve

رُحْمٌ [ruḩm] (râ’nın zammıyla) Masdar olduğu gibi ism dahi olur. Mü΄ellifin وَالْمَغْفِرَةُ وَالتَّعَطُّفُ kavli tahsîs baʹde’t-taʹmîmdir. İntehâ. Ve kavluhu taʹâlâ: ﴿وَاللهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ﴾ أَيْ يَخْتَصُّ بِنُبُوَّتِهِ

Vankulu Lugatı - الرحم maddesi

اَلرَّحِمُ [er-raḩim] (râ’nın fethi ve ḩâ’nın kesriyle كَتِفٌ [ketif] vezni üzere) ʹAvrette olan oğlan yatağı. Ve bu mü΄ennes-i semâʹîdir. Ve

رَحِمٌ [raḩim] Karâbete dahi derler.

اَلرِّحْمُ [er-riḩm] (râ’nın kesriyle) Bi-maʹnâhâ.

اَلرَّحَمُ [er-reḩam] (fethateynle) Bi-maʹnâhâ; yukâlu: رَحُمَتْ رَحَامَةً وَرَحِمَتْ رَحَمًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالرَّابِعِ

اَلرُّحْمُ [er-ruḩm] (râ’nın zammı ve ḩâ’nın sükûnuyla) Rahmet maʹnâsınadır;kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَأَقْرَبَ رُحْمًا﴾ (الكهف، 81) Ve gâh olur ḩâ dahi mazmûm kılınır, pes bu عُسْرٌ [ʹusr] ile عُسُرٌ [ʹusur] gibi olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı