اَلزَّمُوعُ [ez-zemûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Serîʹ ve ʹacûl adama denir; yukâlu: رَجُلٌ زَمُوعٌ أَيْ سَرِيعٌ عَجُولٌ بَيِّنُ الزَّمَاعِ Ve seğirtirken adımlarını sık sık atan tavşana denir, gûyâ ki زَمَعَةٌ [zemeʹat]ları üzere seğirtir olduğu için yâhûd inine yaklaştıkta izini belirsiz etmek için زَمَعَةٌ [zemeʹat]leri üzere yürümekle ıtlâk olundu. ʹAlâ-kavlin زَمُوعٌ [zemûʹ] pek cüst ve sebük-pâ tavşana denir; yukâlu: أَرْنَبٌ زَمُوعٌ إِذَا كَانَتْ تُقَارِبُ عَدْوَهَا أَوِ السَّرِيعَةُ النَّشِيطَةُ
اَلزَّمُوعُ [ez-zemûʹ] (zâ’nın fethi ve mîm’in zammı ve meddiyle) Şol tavşandır ki adımı seğirtirken mütekârib ola, gûyâ ki زَمَعَةٌ [zemeʹat]ı üzere seğirtir gibi ola. Ve زَمَعَةٌ [zemeʹat]in tefsîri el-ân mürûr etti bu zikr olunan Aṡmaʹî rivâyeti üzeredir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı