eż-żavâhir ~ اَلظَّوَاهِرُ

Kamus-ı Muhit - الظواهر maddesi

اَلظَّوَاهِرُ [eż-żavâhir] Bülend ve yüksek yerlere ıtlâk olunur, eşrâf-ı arz maʹnâsına. Selefte Ḵureyş kabîlesinden dâ΄imâ zahr-ı cibâl-i Mekke’ye nâzil olan cemâʹate قُرَيْشُ الظَّوَاهِرِ [Ḵureyşu’ż- Żavâhir] ıtlâkı bu cihetledir, niteki بِطَاحٌ [biṯâḩ]-ı Mekke’ye nâzil olanlara قُرَيْشُ الْبِطَاحِ [Ḵureyşu’l-Biṯâḩ] derler idi.

Vankulu Lugatı - الظواهر maddesi

اَلظَّوَاهِرُ [eż-żavâhir] ظَاهِرَةٌ [żâhiret]in cemʹi. Ve

اَلظَّوَاهِرُ [żavâhir] Yerde biten nebâtâta dahi derler; yukâlu: هَاجَتْ ظَوَاهِرُ الْأَرْضِ إِذَا يَبِسَ بَقْلُهَا Yaʹnî nebâtât kurumağa başlasa böyle derler. Ve bu Aṡmaʹî rivâyetidir. Ve Aṡmaʹî eyitti: ظَوَاهِرُ [żavâhir] eşrâf-ı arza dahi ıtlâk olunur. Ve kabîle-i Ḵureyş’e ظَوَاهِرُ [Żavâhir] derler, zâhir-i Mekke’de nüzûl ettikleri için.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı