اَلْقَنْوُ [el-ḵanv] (ḵâf’ın fethi ve nûn’un sükûnuyla) ve
اَلْقُنْوَانُ [el-ḵunvân] (ḵâf’ın zammıyla) ve
اَلْقُنُوُّ [el-ḵunuvv] (عُلُوٌّ [ʹuluvv] vezninde) Kesb eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: قَنَوْتُهُ قَنْوًا وَقُنْوَانًا وَقُنُوًّا إِذَا كَسَبْتَهُ Ve hemân sağımlık için koyun ve keçi edinmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَنَا الْعَنْزَ إِذَا اتَّخَذَهَا لِلْحَلْبِ
اَلْقِنْوُ [el-ḵinv] (ḵâf’ın kesri ve zammıyla) ve
اَلْقِنَاءُ [el-ḵinâ΄] (كِسَاءٌ [kisâ΄] ve سَمَاءٌ [semâ΄] veznlerinde) Hurmâ salkımına denir; cemʹi أَقْنَاءٌ [aḵnâ΄] gelir ve قُنْيَانٌ [ḵunyân] ve قُنْوَانٌ [ḵunvân] gelir ḵâf’ların harekât-ı selâslarıyla; yukâlu: مَعَهُ قِنْوٌ وَقِنَاءٌ مِنَ التَّمْرِ أَيْ كِبَاسَةٌ
اَلْقِنْوُ [el-ḵinv] (ḵâf’ın kesri ve nûn’un sükûnuyla) Hurmâ salkımı عِذْقٌ [ʹižḵ] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı