el-ḵanûʹ ~ اَلْقَنُوعُ

Kamus-ı Muhit - القنوع maddesi

اَلْقَنِعُ [el-ḵaniʹ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْقَنُوعُ [el-ḵanûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Be-gâyet sâhib-i kanâʹat olan adama denir. Ve

قَنُوعٌ [ḵanûʹ] Aşağıya nüzûl edecek engebe yere denir, هَبُوطٌ [hebûṯ] maʹnâsına. Ve bu mü΄ennestir. Ve yükseğe çıkacak yokuşa denir, صَعُودٌ [ṡaʹûd] maʹnâsına. Bu cihetle zıdd olur.

اَلْقُنُوعُ [el-ḵunûʹ] (رُجُوعٌ [rucûʹ] vezninde) Tezellül ve meskenetle dilenmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَنَعَ الرَّجُلُ قُنُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا سَأَلَ وَتَذَلَّلَ Ve kısmetine râzî ve hursend olmak maʹnâsına olmakla zıdd olur; yukâlu: قَنَعَ فُلاَنٌ إِذَا رَضِيَ بِالْقِسْمِ Mü΄ellifin burada tahrîri Baṡâ΄ir’deki tahrîrine muhâliftir, zîrâ burada vech-i mezkûr üzere masdarları müttehid ve bâb-ı sâlisten olarak resm eylemiştir, lâkin Baṡâ΄ir’de züll ve su΄âl maʹnâsına olan, bâb-ı sâlisten قُنُوعٌ [ḵunûʹ]; ve rızâ bi’l-kısmet maʹnâsına olan bâb-ı râbiʹden قَنَاعَةٌ [ḵanâʹat] olmak üzere sebt eylemiştir. Gerçi burada dahi çend satr sonraca قَنَاعَةٌ [ḵanâʹat]i bâb-ı râbiʹden olarak resm eylemiştir, lâkin vech-i mesrûd üzere bâb-ı sâlisten dahi vürûd etmek siyâkında sebt eylemekle şârihin beyânı üzere lügat-ı mercûha irtikâb eylemiştir. Ve min duʹâ΄ihim: نَسْأَلُ اللهَ الْقَنَاعَةَ وَنَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الْقُنُوعِ أَيِ السُّؤَالِ وَالتَّذَلُّلِ ve fi’l-meseli: “خَيْرُ الْغِنَى الْقُنُوعُ وَشَرُّ الْفَقْرِ الْخُضُوعُ” Burada قنَوْعٌ [ḵunûʹ] rızâ bi’l-kısmet maʹnâsınadır. Ve bayır ve dağ makûlesi yüksek yere çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَنَعَتِ الْإِبِلُ قُنُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا صَعِدَتْ Kâle’ş-şârih: tekûlu: قَنَعْتُ الْجَبَلَ إِذَا عَلَوْتَهُ

Vankulu Lugatı - القنوع maddesi

اَلْقَنُوعُ [el-ḵanûʹ] (ḵâf’ın fethi ve nûn’un zammıyla) Bi-maʹnâhu.

اَلْقُنُوعُ [el-ḵunûʹ] (zammeteynle) Bir nesne dilemek hâlinde mezellet izhâr etmek; yukâlu: قَنَعَ يَقْنَعُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ Ve baʹzı ehl-i ʹilm eyitti: قُنُوعٌ [ḵunûʹ] rızâ maʹnâsına gelir. Ve fi’l-meseli: “خَيْرُ الْغِنَى اَلْقُنُوعُ وَشَرُّ الْفَقْرِ اَلْخُضُوعُ” Ve mezbûr eyitti: Câ΄izdir ki sâ΄ile قَانِعٌ [ḵâniʹ] dedikleri kalîl ve kesîre verilen nesneye râzî olduğu için ola, pes kelimeteynin maʹnâsı rızâya râciʹ olur dedi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı