اَلْكَدْبُ [el-kedb] (kâf’ın fethi ve dâl-ı mühmelenin sükûnuyla) ve
اَلْكَدِبُ [el-kedib] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلْكَدَبُ [el-kedeb] (fethateynle) ve
اَلْكُدْبُ [el-kudb] (kâf’ın zammı ve dâl’ın sükûnuyla ve bunlarda žâl-ı muʹceme ile de lügattir) Genç ve tâze civânların tırnaklarında yaʹnî tırnakları diplerinde olan beyâza denir; müfredleri hâ’yladır.
اَلْكَدْبُ [el-kedb] (kâf’ın fethi ve dâl’ın kesriyle) Tâze, tarî maʹnâsına; ve minhu kuri΄e: “بِدَمٍ كَدِبٍ” (يوسف 18) أَيْ طَرِيٍّ Ve
كَدْبٌ [kedb] Şol beyâza derler ki tırnakta zâhir olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı