اَلْكَدِيدُ [el-kedîd] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) İrice dövülmüş tuza denir, مِلْحٌ جَرِيشٌ maʹnâsına. Ve tuz kısmı birbirinin üzere boşaltılıp döküldükte sâdır olan savtına denir ki haşırtı taʹbîr olunur; tekûlu: سَمِعْتُ كَدِيدَ الْكَدِيدِ مِثْلَ الْحَدِيدِ وَهُوَ الْمِلْحُ الْجَرِيشُ وَكَذَا صَوْتُهُ إِذَا صُبَّ Ve
كَدِيدٌ [Kedîd] Ḩaremeyn beyninde bir su adıdır. Ve arzdan batn-ı vâsiʹa denir. Ve toprağı galîz olan yere denir ki mürûru ʹasîr olur.
اَلْكَدِيدُ [el-kedîd] (kâf’ın fethi ve dâl’ın kesriyle) Şol yere derler ki at tırnağıyla döğülmüş ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı