اَلْكَدْهُ [el-kedh] (kâf’ın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Bedende taş ve sâ΄ir nesne şiddetle dokunmasından ʹârız olan bere ve yara ve sıyrık makûlesi esere denir; cemʹi كُدُوهٌ [kudûh] gelir kâf’ın zammıyla; yukâlu: بِهِ كَدْهٌ أَيْ صَكٌّ مِنْ حَجَرٍ وَنَحْوِهِ أَثَرًا شَدِيدًا Ve bu maʹnâda masdar olur; yukâlu: كَدَهَهُ كَدْهًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا صَكَّهُ Ve kırmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَدَهَ الشَّيْءَ إِذَا كَسَرَهُ Ve saçı tarak ile tarayıp yaymak maʹnâsınadır; yukâlu: كَدَهَ شَعْرَهُ إِذَا فَرَّقَهُ بِالْمُشْطِ Ve gâlib olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَدَهَ عَلَيْهِ إِذَا غَلَبَهُ Ve yırtıcı cânvere zecr ve âzâr ile bağırmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَدَهَ السِّبَاعَ إِذَا صَاتَهَا لِلزَّجْرِ Ve bu maʹnâda ism olur ki o savta denir; kâf’ın zammıyla da lügattir.
اَلْكَدْهُ [el-kedh] (kâf’ın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Tırmalamak.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı