اَلْكَدْكَدَةُ [el-kedkedet] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) ve
اَلْكِدْكَادُ [el-kidkâd] (زِلْزَالٌ [zilzâl] vezninde) İfrât üzere gülmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَدْكَدَ الرَّجُلُ كَدْكَدَةً وَكِدْكَادًا إِذَا أَفْرَطَ فِي الضَّحِكِ Ve kılıca cilâ veren kimse kılıcın yüzüne مِصْقَلَةٌ [miṡḵalet] sürmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَدْكَدَ الصَّيْقَلَ إِذَا ضَرَبَ الْمِدْوَسَ عَلَى السَّيْفِ إِذَا جَلاَهُ Ve ağır ağır yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: كَدْكَدَ الرَّجُلُ إِذَا تَثَاقَلَ فِي الْمَشْيِ Ve tard-ı şedîd ile tard eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَدْكَدَهُ إِذَا طَرَدَهُ طَرْدًا شَدِيدًا
اَلْكَدْكَدَةُ [el-kedkedet] (kâf’ın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Bir berk nesneye bir nesneyi vurmadan hâsıl olan âvâzı hikâyettir. Ve
كَدْكَدَةٌ [kedkedet] Geç seğirmeğe dahi derler, ʹadv-i batî΄ maʹnâsına. Ve Aṡmaʹî eyitti:
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı