اَللَّفُوتُ [el-lefût] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şol hatuna denir ki bir kimsenin taht-ı nikâhında olup zevc-i evvelden yanında veledi ola. Hemîşe teveccühü veled-i mezbûra olmakla لَفُوتٌ [lefût] ıtlâk olunmuştur; yukâlu: إِمْرَأَةٌ لَفُوتٌ أَيْ لَهَا زَوْجٌ وَوَلَدٌ مِنْ غَيْرِهِ Ve çepreşik huylu bed-zindegânî kimseye denir. Ve sağılırken râm olmayıp çaparızlık eden nâkaya denir ki sağan kimseyi ısırır ve eliyle ayağıyla tepmeler. Ve şol havâ-dâr karıya denir ki mecliste nazarı bir yerde sâbit olmayıp oraya buraya imâle ve sarf eder, tâ ki seni igfâl eylemekle âher kimseye bir takrîb gamz ve işâretle terkîm vere; yukâlu: هِيَ لَفُوتٌ أَيْ لاَ تَثْبُتُ عَيْنُهَا فِي مَوْضِعٍ وَاحِدٍ إِنَّمَا هَمُّهَا أَنْ تَغْفُلَ عَنْهَا فَتَغْمِزَ غَيْرَكَ
اَللَّفُوتُ [el-lefût] (kezâlik lâm’ın fethiyle ve fâ’nın zammıyla) Şol ʹavrettir ki eri ola. Ve âhar erden veledi ola ki veledine تَلَفُّتٌ [teleffut]ten, yaʹnî إِلْتِفَاتٌ [iltifât]tan hâlî olmadığı için لَفُوتٌ [lefût] derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı