اَلنَّشِيصُ [en-neşîṡ] (أَمِيرٌ [emîr]) ve
اَلنَّشُوصُ [en-neşûṡ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Dikilip duran mızrağa denir. Ve
نَشِيصٌ [neşîṡ] Şol tekneye denir ki yoğrulmuş hamur bir hoşça mayalanmadan mayalanmak için ona vazʹ olunur.
اَلنُّشُوصُ [en-nuşûṡ] (جُلُوسٌ [culûs] vezninde) Yukarı ağmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَشَصَ السَّحَابُ نُشُوصًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا ارْتَفَعَ Ve hatun zevcine bugz ve ʹisyân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَشَصَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا نَشَزَتْ وَأَبْغَضَتْ زَوْجَهَا Ve dürtüp sançmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَشَصَ فُلاَنًا إِذَا طَعَنَهُ Ve gaseyân gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَشَصَتْ نَفْسُهُ إِذَا جَاشَتْ Ve ağızda diş uzamak maʹnâsınadır; yukâlu: نَشَصَتْ سِنُّهُ إِذَا طَالَتْ Ve bir nesneyi taşra çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَشَصَ الشَّيْءَ إِذَا اسْتَخْرَجَهُ
اَلنُّشُوصُ [en-nuşûṡ] (zammeteynle) Mürtefiʹ olmak; yukâlu: نَشَصَ يَنْشُصُ نُشُوصًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي Ve diş çıkmağa dahi derler; yukâlu: نَشَصَتْ ثَنِيَّتُهُ إِذَا ارْتَفَعَتْ عَنْ مَوْضِعِهَا Ve
نُشُوصٌ [nuşûṡ] Bir kimse şehrinden ırak olmağa dahi derler; tekûlu: نَشَصْتُ عَنْ بَلَدِي إِذَا انْزَعَجْتَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı