اَلنَّشُوعُ [en-neşûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Ağız otuna denir, وَجُورٌ [vecûr] maʹnâsına ve nûn’un zammıyla da câ΄izdir. Ve tabîʹatın iğrenip redd eylediği nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ نَشُوعٌ وَهُوَ كُلُّ مَا يَرُدُّ النَّفْسَ
اَلنُّشُوعُ [en-nuşûʹ] (رُجُوعٌ [rucûʹ] vezninde) Bir kimse mevt sıkıntısına düşüp mevte müşrif olmuşken kurtulmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَشَعَ فُلاَنٌ نُشُوعًا إِذَا كَرَبَ مِنَ الْمَوْتِ ثُمَّ نَجَا
اَلنَّشُوعُ [en-neşûʹ] (nûn’un fethi ve şîn’in zammı ve meddiyle) Burna verilen devâ, سَعُوطٌ [seʹûṯ] gibi ve ağza dökülen devâ وَحُورٌ [veḩûr] gibi ʹayn-ı mühmele ve ġayn-ı muʹceme ile lügattır.
اَلنُّشُوعُ [en-nuşûʹ] (zammeteynle) Masdardır, zikr olunan tarîkle mezbûr devâyı istiʹmâl etmek maʹnâsına; yukâlu: نَشَعْتُ الصَّبِيَّ الْوَجُورَ Ve gâh olur نَشْعٌ [neşʹ] لَقْنٌ [laḵn] maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: نَشَعْتُهُ الْكَلَامَ إِذَا لَقَّنْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı