Kamus-ı Muhit - النشوة maddesi

اَلنَّشْوَةُ [en-neşvet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Mugaylân gibi iri meşe ağaçlarından en evvel çiçek tarzında zuhûr eder bir nesneye denir. Ve râyihaya denir; yukâlu: أَخَذَ نَشْوَتَهُ أَيْ رَائِحَتَهُ Ve sarhoşluğa denir; yukâlu: بِهِ نَشْوَةٌ أَيْ سَكْرَةٌ Ve bir senelik ağaç kavunu dedikleri meyveye denir; yukâlu: أُتْرُجَّةٌ نَشْوَةٌ أَيْ لِسَنَتِهَا

اَلنُّشْوَةُ [en-nuşvet] (nûn’un harekât-ı selâsı ve şîn-i muʹcemenin sükûnuyla) Hoş-bû nesne koklamak maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin eʹammdır; yukâlu: نَشِيَ رِيحًا طَيِّبَةً أَوْ عَامٌّ نُشْوَةً مُثَلَّثَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا شَمَّهَا Ve bir haberi iyice duyup hakîkatine vâkıf olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَشِيَ الْخَبَرَ إِذَا عَلِمَهُ Ve sarhoş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَشِيَ مِنَ الشَّرَابِ إِذَا سَكِرَ Ve bir nesneyi merreten baʹde-uhrâ muʹâvedet ve tekrâr kılmak maʹnâsınadır ki murâd iʹtiyâd eylemektir; yukâlu: نَشِيَ بِالشَّيْءِ إِذَا عَاوَدَهُ مَرَّةً بَعْدَ أُخْرَى Ve mevâşî mugaylân gibi iri meşe ağaçlarının نَشْوَةٌ [neşvet]lerinden otlamakla hasta olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَشِيَ الْمَالُ إِذَا أَخَذَهُ دَاءٌ مِنْ نَشْوَةِ الْغَضَا

اَلنِّشْوَةُ [en-nişvet] (nûn’un kesriyle) Haber duymağa denir.

Vankulu Lugatı - النشوة maddesi

اَلنَّشْوَةُ [en-neşvet] (nûn’un fethi ve şîn’in sükûnuyla) Mest olmak. Ve Yûnus eyitti: Bunda nûn’un kesri dahi istiʹmâl olunmuştur.

اَلنِّشْوَةُ [en-nişvet] (nûn’un kesri ve şîn’in sükûnuyla) Zikr olunan râyihayı koklamak; yukâlu: نَشِيتُ مِنْهُ رِيحًا نِشْوَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا شَمِمْتَ Ve bir husûsun keyfiyyetinden haber almağa dahi derler; tekûlu: نَشِيتُ الْخَبَرَ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَخَبَّرْتَ وَنَظَرْتَ مِنْ أَيْنَ جَاءَ Ve haberi bilmeğe dahi derler; tekûlu: مِنْ أَيْنَ نَشِيتَ هَذَا الْخَبَرَ أَيْ مِنْ أَيْنَ عَلِمْتَهُ Ve نَشِيتَ aslında vâv ile idi, yâ’ya kalb olundu, mâ-kabli meksûr olduğundan ötürü.