اَلنَّفِيضَةُ [en-nefîḋat] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) ve
اَلنَّفَضَةُ [en-nefeḋat] (fetehâtla) Şol cemâʹate yaʹnî azca ʹaskere ıtlâk olunur ki düşman var mıdır yok mudur diye yoklamak için bir semte irsâl olunur; ince karakol olacaktır. نَفِيضَةٌ [nefîḋat] gûyâ ki mecmaʹdan silkilmiş olup ve نَفَضَةٌ [nefeḋat] yolları düşmandan silkip muhâfaza ettikleri tasavvuruyladır; yukâlu: بَعَثَ الْأَمِيرُ النَّفِيضَةَ وَالنَّفَضَةَ وَهُمْ جَمَاعَةٌ يُبْعَثُونَ فِي الْأَرْضِ لِيَنْظُرُوا هَلْ فِيهَا عَدُوٌّ أَمْ لاَ
اَلنُّفْضَةُ [en-nufḋat] (بُسْرَةٌ [busret] vezninde) ve
اَلنُّفَضَةُ [en-nufeḋat] (رُطَبَةٌ [ruṯabat] vezninde) ve
اَلنُّفَضَاءُ [en-nufeḋâ΄] (nûn’un zammı ve fâ’nın fethiyle عُرَوَاءُ [ʹurevâ΄] vezninde) Sıtmanın titremesine denir, رِعْدَةُ النَّافِضِ [riʹdetu’n-nâfiḋ] maʹnâsına.
اَلنَّفَضَةُ [en-nefeḋat] (fethateynle) Şol cemâʹattir ki bir yere gönderirler onda düşman var mıdır yâhûd havf var mıdır tecessüs etmek için.
اَلنُّفْضَةُ [en-nufḋat] (nûn’un zammı ve fâ’nın sükûnuyla) Hummânın titremesi. Ve
اَلنُّفَضَاءُ [en-nufaḋâ΄] (nûn’un zammı ve fâ’nın fethi ve elifin meddiyle) Bi-maʹnâhâ. Ve
نُفْضَةٌ [nufḋat] Kezâlik şol yağmura derler ki bir yerin baʹzı yerine yağa ve baʹzı yerine yağmaya.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı