اَلْهَيْشُ [el-heyş] (hâ’nın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Fesâda vermek maʹnâsınadır; yukâlu: هَاشَ الشَّيْءَ يَهِيشُ هَيْشًا إِذَا أَفْسَدَهُ Ve cûş u hurûşa gelip hareket ve ıztırâb eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَاشَ الْقَوْمُ إِذَا هَاجُوا وَتَحَرَّكُوا Ve sütü âhestece sağmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَاشَ النَّاقَةَ إِذَا حَلَبَهَا رُوَيْدًا Ve biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَاشَ الْمَالَ إِذَا جَمَعَهُ Ve sözü çoğaltmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَاشَ الرَّجُلُ إِذَا أَكْثَرَ الْكَلاَمَ
اَلْهَيْشُ [el-heyş] (hâ’nın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Hareket ve ıztırâb etmek; yukâlu: هَاشَ الْقَوْمُ يَهِيشُ هَيْشًا إِذَا تَحَرَّكُوا وَهَاجُوا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı