اَلْهَيْضَةُ [el-heyḋat] (حَيْضَةٌ [ḩayḋat] vezninde) Gam ve gussanın ve maraz ve ʹilletin nüks ve ʹavdet eylemesine denir; yukâlu: أَخَذَتْهُ الْهَيْضَةُ أَيْ مُعَاوَدَةُ الْهَمِّ وَالْحُزْنِ وَكَذَا الْمَرْضَةُ بَعْدَ الْمَرْضَةِ Ve
هَيْضَةٌ [heyḋat] Bir maraz adıdır ki mübtelâ olan hem kay΄ eder ve hem oturamayıp kenîfe taşınmakla aşağıdan yüreği sürer. Bunun sebebi miʹdede fâsid olmuş bir mâddedir ki tabîʹat o mâddeden miʹdenin eʹâlîsinde rakîk olanı kay΄ ile ve kaʹrında olanı ishâl ile defʹ eder. Fesâd-ı miʹde dedikleri ʹârıza budur, sebebi safrâ΄dır; yukâlu: أَصَابَتْهُ هَيْضَةٌ أَيْ قُيَاءٌ وَقِيَامٌ جَمِيعًا
اَلْهَيْضَةُ [el-heyḋat] (hâ’nın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Gönül dönmesi ve beden şikesteliği; yukâlu: بِالرَّجُلِ هَيْضَةٌ أَيْ بِهِ قُيَاءٌ وَقِيَامٌ Ve قُيَاءٌ [ḵuyâ΄] ḵâf’ın zammıyla قَيْءٌ [ḵay΄]dandır ve قِيَامٌ [ḵiyâm]ı ishâl zahmetiyle tefsîr etmek baʹîd değildir, zîrâ Zemaḣşerî هَيْضَةٌ [heyḋat] “şikem-reften be-ḵay΄” demiştir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı