اَلْيَدْيُ [el-yedy] (yâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) ve
اَلْيَدَى [el-yedâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) Bir adamın niʹmet ve ihsânına mazhar olmak maʹnâsınadır; yukâlu: يُدِيَ الرَّجُلُ مِنْهُ عَلَى الْمَجْهُولِ وَيَدِيَ كَرَضِيَ يَدْيًا وَيَدًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أُولِيَ بِرًّا Ve bir adamın eli kuruyup tutmaz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: يَدِيَ فُلَانٌ مِنْ يَدِهِ إِذَا ذَهَبَتْ يَدُهُ وَيَبِسَتْ Ve
يَدْيٌ [yedy] (ثَدْيٌ[šamp;edy] vezninde) Bir adamın eline dokunmak yâhûd vurmak maʹnâsınadır; tekûlu: يَدَيْتُهُ يَدْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَصَبْتَ يَدَهُ Ve bir adama cemîle ve ihsân eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: يَدَيْتُهُ أَيِ اتَّخَذْتُ عِنْدَهُ يَدًا
اَلْيَدَى [el-yedâ] (yâ’nın fethi ve elifin kasrıyla) Kezâlik el maʹnâsınadır, zîrâ baʹzı ʹArabيَدًى [yedâ] derler, رَحًى [reḩâ] gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı