sâhûru’l-ʹayn ~ سَاهُورُ الْعَيْنِ

Kamus-ı Muhit - ساهور العين maddesi

اَلسَّاهُورُ [es-sâhûr] (كَافُورٌ [kâfûr] vezninde) Bu dahi gece vakti uyanıklığa denir, mübâlagaten ıtlâk olunmuştur; yukâlu: فُلاَنٌ يُحِبُّ السَّاهُورَ أَيِ السَّهَرَ Ve çokluğa ıtlâk olunur, kesret maʹnâsına. Ve kamerin gılâfına denir. ʹArablar zuʹm ederler ki ayın gılâfı olmakla خُسُوفٌ [ḣusûf] hengâmında ona duhûlle zulmânî olur; yekûlûne: دَخَلَ الْقَمَرُ فِي السَّاهُورِ إِذَا انْكَسَفَ وَخَرَجَ مِنَ السَّاهُورِ إِذَا انْجَلَى Ve ayın ağılına denir, دَارَةُ الْقَمَرِ [dâretu’l-ḵamer] maʹnâsına. Ve her ayın âhir dokuz gecelerine ıtlâk olunur, ay görünmez olduğu için. Ve yer yüzünün gölgesine denir, ظِلٌّ سَاهِرَةٌ maʹnâsına. Hâkîkatte gılâf-ı kamer ile bu maʹnâ müttehiddir, zîrâ zıll-ı sâhire şems ve kamer beynine haylûlet eylemekle kamer şemsten istifâza-i nûr eylemeyip o zıll ile zulmânî olur. Ve

سَاهُورُ الْعَيْنِ [sâhûru’l-ʹayn] Pınarın asl ve menbaʹına ıtlâk olunur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı