اَلسَّبُّ [es-sebb] (sîn’in fethi ve bâ’nın teşdîdiyle) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَبَّهُ سَبًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا قَطَعَهُ Ve bir kimsenin makʹadına dürtmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَبَّ فُلاَنًا إِذَا طَعَنَهُ فِي السَّبَّةِ Ve
سَبٌّ [sebb] ve
سِبِّيبَى [sibbîbâ] (خِلِّيفَى [ḣillîfâ] vezninde) Sövmek, şetm maʹnâsınadır; yukâlu: سَبَّ فُلاَنًا سَبًّا وَسِبِّيبَى إِذَا شَتَمَهُ Ve davarı sinirlemek; yukâlu: سَبَّ الْفَرَسَ إِذَا عَقَرَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı