sedem ~ سَدَمٌ

Kamus-ı Muhit - سدم maddesi

اَلسَّدَمُ [es-sedem] (fethateynle) Gamgîn olmak, ʹalâ-kavlin nedâmetle gamgîn olmak yâhûd hüzn ve endûha mukârin gayz ve gazab peydâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَدِمَ الرَّجُلُ سَدَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَهُوَ الْهَمُّ أَوْ مَعَ نَدَمٍ أَوْ غَيْظٌ مَعَ حُزْنٍ Ve bir nesneye pek düşkün harîs olmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَدِمَ بِالشَّيْءِ إِذَا لَهَجَ بِهِ وَحَرَصَ Ve

سَدَمٌ [sedem] فَحْلٌ مَسْدُومٌ [faḩlun mesdûm] maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru.

اَلسَّدِمُ [es-sedim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْمُسَدَّمُ [el-museddem] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) مَسْدُودٌ [mesdûd] ve سَدَمٌ [sedem] gibi esrimiş deveye denir, ʹalâ-kavlin dişi deve sürüsüne salıverilip beynlerinde esriyip gezmekle nâkalar kösnüdükte soy olmamakla dişilere aşmasın diye içlerinden ihrâc olunan erkek deveye denir yâhûd dişiye aşmaktan memnûʹ olan deveye denir ne gûne memnûʹ olursa olsun; yukâlu: فَحْلٌ مَسْدُومٌ وَسَدِمٌ وَسَدَمٌ وَمُسَدَّمٌ أَيْ هَائِجٌ أَوِ الَّذِي يُرْسَلُ فِي الْإِبِلِ فَيَهْدِرُ بَيْنَهَا فَإِذَا ضَبِعَتْ أُخْرِجَ عَنْهَا اسْتِهْجَانًا لِنَسْلِهِ أَوِ الْمَمْنُوعُ مِنَ الضِّرَابِ بِأَيِّ وَجْهٍ كَانَ Ve

سَدِمٌ [sedim] ve

مُسَدَّمٌ [museddem] Fışkırıp atılır olan suya denir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı