سَدُومُ [Sedûm] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Cevherî, Lûṯ ʹaleyhi’s-selâm kavminin karyesi olmak üzere resm edip galat eylemiştir, savâb olan سَذُومُ [Sežûm] olmaktır zâl-ı muʹceme ile; ve minhu’l-meselu: “أَجْوَرُ مِنْ قَاضِي سَذُومَ” Ve ʹinde’l-baʹz سَذُومُ [Sežûm] Ḩimṡ eyâletinde bir beldedir. Şârih der ki ehl-i tahkîkin beyânına göre سَذُومُ [Sežûm] žâl-ı muʹceme ile سَدُومُ [Sedûm] muʹarrebidir. Mütercim der ki سَدُومُ [Sedûm] Lûṯ kavmine mahsûs altı kasabanın birisidir. Onda bir kâdî var idi, cevr ile meseldir; cevrinden biri budur ki bir gün huzûruna iki kimse gelip biri âherden daʹvâ eyledi ki “Benim bunun zimmetinde bin dirhem hakkım vardır.” Müddeʹî ʹaleyh dahi ikrâr edip “Lâkin beş seneden sonra müstehak olacaktır, sizden niyâz ederim ki beş sene tamâmında ben mezbûr bin dirhemi edâ için getirdiğimde belki bu adamı bulamam, kerem edip bunu beş sene habs eyleseniz ki o vaktte hâzır bulayım” Pes müdde΄î ʹaleyhin bu sözüyle müdde΄î merkûmu beş sene habs eylemiştir. İntehâ.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı