عَثْمٌ [ʹAšamp;m] (ʹayn’ın fethiyle) İbnu’r-Rebʹa’dır ki sahâbedir.
اَلْعَثْمُ [el-ʹašamp;m] (ʹayn’ın fethi ve šamp;â΄-i müsellesenin sükûnu ile) Ufanık kemik eğri sarılmak.Ve ufanık kemiği eğri sarmak; yukâlu: عَيَمَ الْعَظْمُ الْمَكْسُورُ إِذَا انْجَبَرَ عَلَى غَيْرِ اسْتِوَاءٍ وَعَثَمْتُهُ أَنَا يَتَعَدَّى وَلَا يَتَعَدَّى Ve
عَثْمٌ [ʹašamp;m] ʹAvret mezâdeyi yaʹnî dağarcığı seyrek dikmeğe dahi derler; yukâlu: عَثَمَتِ الْمَرْأَةُ الْمَزَادَةَ إِذَا خَرَزَتْهَا غَيْرَ مُحْكَمٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı