اَلسِّلْعُ [es-silʹ] (sîn’in kesriyle) Misl ve nazîr maʹnâsınadır; yukâlu: مَا لَهُ سِلْعٌ أَيْ مِثْلٌ Ve dağda olan çatlağa ve şikâfa denir; bunda fethle de lügattır; cemʹi أَسْلاَعٌ [eslâʹ] ve سُلُوعٌ [sulûʹ]dur. Ve
سِلْعٌ [Silʹ] Dört mevziʹ ismidir; üçü bilâd-ı Bâhile’de ve biri bilâd-ı Benî Esed’dedir. Ve
سِلْعٌ [silʹ] Yaşdaşa denir; yukâlu: غُلاَمَانِ سِلْعَانِ أَيْ تِرْبَانِ Cemʹi أَسْلاَعٌ [eslâʹ]dır. Ve
أَسْلاَعُ الْفَرَسِ [eslâʹu’l-feres] Şol atlara denir ki at kısmı semirip tavlandıkta butları içre ʹırku’n-nesâ dedikleri damar üzere zâhir olur ve uylukları birbirinden ayrılmakla o damarlar âşikâreye çıkar.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı