إِصْعَادٌ [iṡʹâd] Irak gitmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَصْعَدَ فِي الْأَرْضِ إِذَا مَضَى Ve bu vech-i mezkûr üzere emkine-i mürtefiʹaya gitmek maʹnâsına olup baʹdehu arz-ı baʹîdeye gitmekte istiʹmâl olundu. Ve
إِصْعَادٌ [iṡʹâd] تَصْعِيدٌ [tasʹîd] gibi engebeye doğru inmek maʹnâsınadır ki hemzesi izâle içindir; yukâlu: أَصْعَدَ فِي الْوَادِي إِذَا انْحَدَرَ Ve nâka صَعُودٌ [ṡaʹûd] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَصْعَدَتِ النَّاقَةُ إِذَا صَارَتْ صَعُودًا Ve nâkayı صَعُودٌ [saʹûd] kılmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَصْعَدَتُ النَّاقَةَ إِذَا جَعَلْتَهَا صَعُودًا ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْإِصْعَادُ [el-iṡʹâd] Seyr etmek; yukâlu: أَصْعَدَ فِي الْأَرْضِ أَيْ مَضَى وَسَارَ Ve
إِصْعَادٌ [iṡʹâd] Dereye inmeğe dahi derler; yukâlu: أَصْعَدَ فِي الْوَادِي أَيِ انْحَدَرَ فِيهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı