اَلْإِضْرَارُ [el-iḋrâr] Ziyâde karîb olmak maʹnâsına; yukâlu: أَضَرَّ بِي فُلَانٌ أَيْ دَنَا مِنِّي دُنُوًّا شَدِيدًا Ve
إِضْرَارٌ [iḋrâr] Bir mikdâr seğirtmeğe de derler; yukâlu: أَضَرَّ يَعْدُو إِذَا أَسْرَعَ بَعْضَ الْإِسْرَاعِ Ve
إِضْرَارٌ [iḋrâr] At gemini gevmeğe dahi derler; yukâlu: أَضَرَّ الْفَرَسُ عَلَى اللِّجَامِ أَيْ أَزَمَ عَلَيْهِ مِثْلُ أَضَزَّهُ بِالْمُعْجَمَتَيْنِ Ve
إِضْرَارٌ [iḋrâr] Bir kimse ʹavret üzerine ʹavret almağa da derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı