اَلْإِصْغَاءُ [el-iṡġâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Bir kimseye eğilip kulak tutmak; tekûlu: أَصْغَيْتُ إِلَى فُلَانٍ إِذَا مِلْتَ بِسَمْعِكَ نَحْوَهُ Ve
إِصْغَاءٌ [iṡġâ΄] Bir nesneyi meyl ettirmeğe dahi derler; tekûlu: أَصْغَيْتُ الْإِنَاءَ إِذَا أَمَلْتَهُ Ve gâh olur صِغَاءُ إِنَاءٍ [iṡġâ΄u inâ΄] ile noksân-ı hakk murâd olur; yukâlu: فُلَانٌ مُصْغًى إِنَاؤُهُ إِذَا نُقِصَ حَقُّهُ Ve
إِصْغَاءٌ [iṡġâ΄] Nâkanın pâlân cânibine baş eğmesine dahi derler; yukâlu: أَصْغَتِ النَّاقَةُ إِذَا أَمَالَتْ رَأْسَهَا إِلَى الرَّحْلِ كَأَنَّهَا تَسْتَمِعُ شَيْئًا حِينَ يُشَدُّ عَلَيْهَا الرَّحْلُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı