اَلْبُطْلُ [el-buṯl] ve
اَلْبُطْلَانُ [el-buṯlân] ve
اَلْبُطُولُ [el-buṯûl] (bâ’ların zammıyla) Bir nesne ʹabese gidip lagv ve heder olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَطَلَ الشَّيْءُ بُطْلًا وَبُطْلَانًا وَبُطُولًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا ذَهَبَ ضَيَاعًا وَخُسْرًا
اَلْبُطُولُ [el-buṯûl] (zammeteynle) ve
اَلْبُطْلَانُ [el-buṯlân] (bâ’nın zammı ve ṯâ’nın sükûnuyla) Kezâlik bâtıl olmak; yukâlu: بَطَلَ الشَّيْءُ يَبْطُلُ بُطْلًا وَبُطُولًا وَبُطْلَانًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve
بُطْلٌ [buṯl] Heder maʹnâsınadır derler; yukâlu: ذَهَبَ دَمُهُ بُطْلًا أَيْ هَدَرًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı