el-cerr ~ اَلْجَرُّ

Kamus-ı Muhit - الجر maddesi

اَلْجَرُّ [el-cerr] (cîm’in fethi ve râ’nın teşdîdiyle) Bir nesneyi öteden beriye çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَّ الشَّيْءَ جَرًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا جَذَبَهُ Ve

جَرٌّ [Cerr] Ḩicâz’da Eşcaʹ kabîlesi diyârına karîb bir mevziʹ adıdır. Ve

جَرٌّ [cerr] جَرَّةٌ [cerret] lafzından cemʹ-i cinsi olur ki büyük destîlere denir. Ve

جَرٌّ [cerr] Dağın dibine denir, أَصْلُ الْجَبَلِ [aṡlu’l-cebel] maʹnâsına; yâhûd savâb olan اَلْجُرَاصِلُ الْجَبَلُ [el-curâṡilu’l-cebel] olmaktır, yaʹnî kütüb-i lügatte اَلْجُرَاصِلُ الْجَبَلُ ʹibâretiyle mersûm olmakla İmâm Ferrâ΄ اَلْجُرَاصِلُ kelimesini ki عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde cebel maʹnâsınadır, iltibâs-ı resmîye binâ΄en اَلْجَرُّ أَصْلُ الْجَبَلِ olmak üzere fehm eylemekle musahhafen sebt ve rivâyet eylemiştir. Ve

جَرٌّ [cerr] Çukur ve engebe yere denir. Ve sırtlan inine denir, جُحْرُ الضَّبُعِ [cuḩru’ḋ-ḋabuʹ] maʹnâsına. Ve tilki inine denir. Ve zenbîle denir ki zarf-ı maʹrûftur. Ve deve sinirinin soyuntusundan masnûʹ himyân tarzında bir gûne zarfa denir ki seferber olan hatunlar ona pişmiş et koyup pâlânın gerisine taʹlîk ederler, gittiği yerde beri öte salınıp hareket eder. Ve şol ipe denir ki çiftçiler onunla boyunduruk makûlesi âlât ve edevâtı sarıp bend ederler. Ve

جَرٌّ [cerr] Masdar olur, davarı âhestece sürmek maʹnâsına; yukâlu: جَرَّ الْإِبِلَ جَرًّا إِذَا سَاقَهَا رُوَيْدًا Ve deve otlayarak gitmek, ʹalâ-kavlin râkibi irhâ-yı mihâr etmekle otararak gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَّتِ الْإِبِلُ إِذَا رَعَتْ وَهِيَ تَسِيرُ أَوْ إِذَا تَرَكَهَا رَاكِبُهَا تَرْعَى Kâle fi’l-Esâs فُلاَنٌ يَجُرُّ الْإِبِلَ عَلَى أَفْوَاهِهَا إِذَا سَارَ بِهَا سَيْرًا لَيِّنًا وَهِيَ تَأْكُلُ Ve deve köşeği anasını emmesin için lisânını şakk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَّ لِسَانَ الْفَصِيلِ إِذَا شَقَّهُ لِئَلاَّ يَرْتَضِعَ Ve gebe nâka karnında veledini senesi tamâmından sonra bir yâ iki ay yâ kırk gün dahi vazʹ eylemeyip çekip götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَّتِ النَّاقَةُ إِذَا لَمْ تُنْتِجْ وَلَدَهَا بَعْدَ تَمَامِ السَّنَةِ شَهْرًا أَوْ شَهْرَيْنِ أَوْ أَرْبَعِينَ يَوْمًا Ve gebe kısrak on bir aydan ziyâde geçirip vazʹ eylememekle çekip götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَّتِ الْفَرَسُ إِذَا لَمْ تُنْتِجْ وَلَدَهَا بَعْدَ أَحَدَ عَشَرَ شَهْرًاŞârih der ki at kısmının müddet-i hamli on bir ay mikdârıdır; ondan geçerse جَرٌّ [cerr] denir ve bu sûrette kulun be-gâyet kuvvetli olur. Ve

جَرٌّ [cerr] Kezâlik nisvân kısmı müddet-i hamlden dokuz ayı geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَّتِ الْمَرْأَةُ إِذَا جَازَتْ وِلاَدَتُهَا عَلَى تِسْعَةِ أَشْهُرٍ Ve cinâyet eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir ki cerr-i fitne vü günâhtan ʹibârettir; yukâlu: جَرَّ فُلاَنٌ عَلَى نَفْسِهِ وَعَلَى غَيْرِهِ جَرِيرَةً يَجُرُّ بِالضَّمِّ وَيَجَرُّ بِالْفَتْحِ جَرًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالرَّابِعِ إِذَا جَنَى ve جَرِيرَةٌ [cerîret] ismidir, ke-mâ se-yuzkeru.

Vankulu Lugatı - الجر maddesi

اَلْجَرُّ [el-cerr] ve

اَلْجِرَارُ [el-cirâr] (cîm’in evvelde fethi ve sânîde kesriyle) جَرَّةٌ [cerret]in cemʹi, destîler maʹnâsına. Ve dağ dibine dahi جَرٌّ [cerr] derler, asl-ı cebel maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı