el-cerîḋ ~ اَلْجَرِيضُ

Kamus-ı Muhit - الجريض maddesi

اَلْجَرِيضُ [el-cerîḋ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Boğaza durmuş tükrüğe denir. Ve gam ve gussadan kinâye olur; ve minhu’l-meselu: ḣحَالَ الْجَرِيضُ دُونَ الْقَرِيضِḢ Yaʹnî “Gussa ve endûh şiʹr önüne siper oldu.” قَرِيضٌ [ḵarîḋ] شِعْرٌ [şiʹr] maʹnâsınadır. Kelâm-ı mezbûru Cevşen b. Ḵunfuž tekellüm eyledi. Pederi Ḵunfuž kavmi beyninde şâʹiriyyetle mümtâz idi, vaktâ ki Cevşen birkaç yaşına bâlig oldukta lehcesinde emâre-i belâgat hiss eylemekle kendisine gâlib olmak havfından katle taʹlîk ile mezbûru şiʹr söylemekten menʹ eyledi. Vaktâ ki meblag-ı ricâle bâlig oldukta derûnunda eşʹâr-ı kesîre cevelân eylemeğe başlayıp lâkin katlinden havfla izhâr eyleyemez idi. Encâm-ı kâr bu gussa ile bîmâr ve müşrif-i mevt oldukta Ḵunfuž ser-i bâlînine gelip keyfiyyetine muttaliʹ olunca “Baʹde’l-yevm şiʹr söylemeğe sana izn verdim, katl vehmini derûnundan ihrâc eyle” dedikte, Cevşen kelâm-ı mezbûru îrâd eyledi; bir husûs önüne bir ʹâ΄ik ve mâniʹ hulûl eyledikte darb olunur. Ve

جَرِيضٌ [cerîḋ] Magmûm ve tâsa-nâk adama denir; yukâlu: رَجُلٌ جَرِيضٌ أَيْ مَغْمُومٌ Cemʹi جَرْضَى [cerḋâ] gelir, مَرْضَى [merḋâ] gibi.

Vankulu Lugatı - الجريض maddesi

اَلْجَرِيضُ [el-cerîḋ] (cîm’in fethi ve râ’nın kesri ve meddiyle) Gussa. Ve fi’l-meseli: “حَالُ الْجَرِيضِ دُونَ الْقَرِيضِ” Yaʹnî “Gussa elemi şiʹr eleminden ednâdır.” Bunu şuʹarâdan bir kimse demiştir, babası kendiyi şiʹrden menʹ edicek hasta ve zaʹîf olduğın görüp merhameten icâzet verdikte dedi. Ve قَرِيضٌ [ḵârîḋ] şiʹre derler. Ve

جَرِيضٌ [cerîḋ] Bir kimse ölmeğe karîb olmağa da derler; yukâlu: هُوَ يَجْرِضُ بِنَفْسِهِ أَيْ يَكَادُ يَقْضِي Yaʹnî helâk olmağa karîb olur. Ve magmûm maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَاتَ فُلَانٌ جَرِيضًا أَيْ مَغْمُومًا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı