اَلْخَاشِفُ [el-ḣâşif] ve
اَلْخَشُوفُ [el-ḣaşûf] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve
اَلْخَشِيفُ [el-ḣaşîf] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Dâ΄imâ seyr ve seyâhat eden adama denir. Ve bir nesneye sokulup giren şey΄e denir. Ve
خُشُوفٌ [ḣuşûf] Geceler gezmek husûsunda dilîr ve cesûr olan yâhûd geceler aslâ durmayıp gezer olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ خَشُوفٌ أَيْ جَرِيءٌ عَلَى السَّرَى أَوْ جَوَّالٌ بِاللَّيْلِ Ve
خَشِيفٌ [ḣaşîf] İri iri düşen kara denir; yukâlu: ثَلْجٌ خَشِيفٌ أَيْ خَشِنٌ Ve gevşek buza denir; yukâlu: جَمَدٌ خَشِيفٌ أَيْ رِخْوٌ Ve kurumuş zaʹferâna denir. Ve
خَاشِفٌ [ḣâşif] ve
خَشِيفٌ [ḣaşîf] ve
خَشُوفٌ [ḣaşûf] İşlek kılıca denir. Ve
خَشُوفٌ [ḣaşûf] Dâ΄imâ umûr ve mesâlihe duhûl ve ihtilât eden adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ خَشُوفٌ إِذَا كَانَ يَدْخُلُ فِي الْأُمُورِ
اَلْخَشِيفُ [el-ḣaşîf] (ḣâ’nın fethi ve şîn’in kesriyle ve meddiyle) Kar, selc maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı