el-ḣaṡîf ~ اَلْخَصِيفُ

Kamus-ı Muhit - الخصيف maddesi

اَلْخَصِيفُ [el-ḣaṡîf] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Küle denir, رَمَادٌ [remâd] maʹnâsına. Ve kat kat dikilmiş papuca denir. Ve üzerine yoğurt dökülmüş tâze süte denir ki gölemez dedikleridir. Ve Ḣiṡâf ve Ḣaṡîf ibney ʹAbdurraḩmân muhaddislerdir.

Vankulu Lugatı - الخصيف maddesi

اَلْخَصِيفُ [el-ḣaṡîf] (ḣâ’nın fethi ve ṡâd’ın kesri ve meddiyle) Kül renginde olan ʹasker ki demir giymelerine binâ΄en levn-i mezbûr üzere olalar; yukâlu: كَتِيبَةٌ خَصِيفٌ وَهُوَ لَوْنُ الْحَدِيدِ Ve baʹzılar eyitti:Bu şol ʹaskerdir ki artlarında bir bölük atlıları ola. Bu sebebden خَصِيفٌ [ḣaṡîf]e hâ-i te΄nîs lâhık olmadı, فَعِيلٌ [faʹîl] bi-maʹnâ مَفْعُولٌ [mefʹûl] olduğu için, zîrâ مُرْدِفٌ [murdif] maʹnâsına olur. Ve eger mezbûre levn-i hadîdden ötürü خَصِيفٌ [ḣaṡîf] deseler idi كَتِيبَةٌ خَصِيفَةٌ denmek lâzım olurdu, zîrâ فَعِيلٌ [faʹîl] bu takdîrce bi-maʹnâ فَاعِلٌ [fâʹil] olur. Ve her iki levn ki cemʹ olalar ona خَصِيفٌ [ḣaṡîf] derler. Ve

خَصِيفٌ [ḣaṡîf] Şol tâze süte derler ki onun üzerine yoğurt döküle. Ve eger onun üzerine hurmâ ve say yağı dahi korlarsa عَوْبَثَانِيٌّ derler ʹayn-ı mühmelenin ve bâ-i muvahhadenin fethiyle ve šamp;â-i müsellese ve yâ-i müşeddede ile. Ve

خَصِيفٌ [ḣaṡîf] Dikilmiş ʹArabnaʹleynine dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı