es-sulṯân ~ اَلسُّلْطَانُ

Kamus-ı Muhit - السلطان maddesi

اَلسُّلْطَانُ [es-sulṯân] (بُرْهَانٌ [burhân] vezninde) Huccet ve burhân ve delîl maʹnâsınadır; yukâlu: لَهُ سُلْطَانٌ أَيْ حُجَّةٌ Şârih der ki fi’l-asl kahr ve tagallüb maʹnâsına masdar olmakla bu maʹnâda cemʹlenmez. Ve pâdişâhın kudret ve satvetine ıtlâk olunur. Ve itbâʹla lâm’ın zammı câ΄izdir; yukâlu: لِلْمَلِكِ سُلْطَانٌ عَظِيمٌ أَيْ قُدْرَةٌ عَظِيمَةٌ Ve vâlî ve pâdişâha ıtlâk olunur. Bu maʹnâda mü΄ennestir, zîrâ dühnü’z-zeyt maʹnâsına olan سَلِيطٌ [selîṯ] lafzının cemʹidir. Dühn-i mezbûrun şuʹlesiyle istizâ΄e olunduğu gibi pâdişâh ve vâlî dahi şuʹle-i ʹadl ü zabt ve ihtimâmıyla havza-i memâliki münevver eylemek münâsebetiyle ıtlâk olundu. Yâhûd huccet maʹnâsından me΄hûzdur ve sebeb-i te΄nîsi budur. Ve baʹzen recül maʹnâsını iʹtibâr ile müzekker olur. Ve

سُلْطَانُ الدَّمِ [sulṯânu’d-dem] Vücûdda kanın galebe ve tugyânından ʹibârettir; yukâlu: حُمَّ فُلاَنٌ مِنْ سُلْطَانِ الدَّمِ أَيْ مِنْ تَبَيُّغِهِ Ve her şey΄in yavuzluğuna ve şiddet-i satvetine ıtlâk olunur; yukâlu: سُلْطَانُ الشِّتَاءِ أَيْ شِدَّتُهُ Ve Sulṯân b. İbrâhîm, Ḵuds-i şerîfin fukahâsındandır.

Vankulu Lugatı - السلطان maddesi

اَلسُّلْطَانُ [es-sulṯân] (sîn’in zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Vâlî maʹnâsına. Bu فُعْلَانٌ [fuʹlân] vezni üzeredir, müzekkere ve mü΄ennese ıtlâk olunur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı