اَلسَّكَنُ [es-seken] (fethateynle) ve
اَلسُّكْنَى [es-suknâ] (بُشْرَى [buşrâ] vezninde) إِسْكَانٌ [iskân]dan ismlerdir; tekûlu: دَبَّرَ لِي فُلَانًا سَكَنًا وَسُكْنًى Ve
سَكَنٌ [seken] Âteşe ıtlâk olunur. Ve medâr-ı sükûn u ârâm olan nesneye denir, hâne ve ehl ve ʹayâl gibi; yukâlu: هُوَ سَكَنٌ لَهُ وَهُوَ مَا يُسْكَنُ إِلَيْهِ Ve bir recül adıdır; baʹzen kâf’ı iskân olunur. Ve
سَكَنٌ [seken] Rahmet ve bereket maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: هُوَ سَكَنٌ لَهُمْ أَيْ رَحْمَةٌ وَبَرَكَةٌ
اَلسُّكْنَى [es-suknâ] (sîn’in zammı ve kâf’ın sükûnu ve elifin kasrıyla) İsmdir, إِسْكَانٌ [iskân]dan, nitekim عُتْبَى [ʹutbâ] ismdir, إِعْتَابٌ [iʹtâb]dan.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı