es-sulâmâ ~ اَلسُّلَامَى

Kamus-ı Muhit - السلامى maddesi

اَلسُّلَامَى [es-sulâmâ] (حُبَارَى [ḩubârâ] vezninde) Devenin bakanağında olan kemiğe denir. Ve insânın ellerinde ve ayaklarında olan küçük kemiğe denir ki parmak uzunluğunda ve ondan kısarak olur; cemʹi سُلَامَيَاتٌ [sulâmeyât] gelir mîm’in fethi ve yâ’nın tahfîfiyle. Mü΄ellif عِظَامٌ صِغَارٌ طُولُ إِصْبَعٍ أَوْ أَقَلُّ فِي الْيَدِ وَالرِّجْلِ ʹibâretiyle resm eylemekle öylece terceme olundu, lâkin sâ΄ir ümmehâtta ve kütüb-i teşrîhte meşrûh olduğu üzere سُلَامَى [sulâmâ] parmak kemiği olacaktır, gerek elin ve gerek ayağın olsun. Her parmakta üçer سُلَامَى [sulâmâ] olur ki ince ve uzunca kemiklerdir, aglazları sevâfil ve edakkları evâhirdir. Pes mü΄ellifin فِي الْيَدِ وَالرِّجْلِ kavli zikrü’l-küll ve irâdetü’l-cüz΄ kabîlinden olur. Ve سَكَارَى [sekârâ] vezninde سَلَامَى [selâmâ] cenûb tarafından esen yele vasf olur ki bu diyârlarda kıble yeli ve kıble lodosu taʹbîr olunur.

Vankulu Lugatı - السلامى maddesi

اَلسُّلَامَى [es-sulâmâ] (sîn’in zammı ve elifin kasrıyla) Vâhidi. Ve Ebû ʹUbeyd eyitti: سُلَامَى [sulâmâ] aslda şol kemiktir ki deve ayağında olur.Ve deve ziyâde arıkladığı zamân en sonra bâkî kalan ilik zikr olunan kemikte ve gözde olur demişler. Ve kaçan ilik ki bunlardan dahi za΄il ola tamâm zâ΄il olmuş olur. Ve bunun vâhidi ve cemʹi berâberdir. Ve gâh olur cemʹinde سَلُامَيَاتٌ [sulâmeyât] derler, nitekim mürûr etti.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı