el-ġazâlet ~ اَلْغَزَالَةُ

Kamus-ı Muhit - الغزالة maddesi

اَلْغَزَالَةُ [el-ġazâlet] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) Güneşe ıtlâk olunur; خُيُوطُ الشَّمْسِ [ḣuyûṯu’ş-şems] taʹbîr olunan şuʹâʹı iplik غَزْلٌ [ġazl] eder gibi ihdâs ve temdîd eylediği için ıtlâk olundu, ʹalâ-kavlin tulûʹu anında ve ʹinde’l-baʹz irtifâʹı hengâmında ıtlâk olunur. Ve baʹzılar ʹindinde ʹaynu’ş-şems yaʹnî çeşme-i âfitâba ıtlâk olunur ki güneşin özü ve menşe΄-i şuʹâʹıdır; yukâlu: طَلَعَتِ الْغَزَالَةُ أَيِ الشَّمْسُ أَوْ عِنْدَ طُلُوعِهَا أَوْ عِنْدَ ارْتِفَاعِهَا أَوْ عَيْنُ الشَّمْسِ Şârih der ki bunda غَرَبَتِ الْغَزَالَةُ demek câ΄iz değildir diye Ḩarîrî ve Zemaḣşerî tansîs eylediler, lâkin mü΄ellifin kavl-i evveline göre câ΄izdir. Ve

غَزَالَةُ [Ġazâlet] Bir hatunun ismidir. Ve baʹzen harf-i taʹrîfi mahzûf olur. Ve bir nevʹ nebât adıdır ki halâvetli olmakla her hayvân onu ekl eder. Ve Muḩaṯṯam b. Erḵam’ın feresi ismidir. Ve

غَزَالَةُ الضُّحَى [ġazâletu’ḋ-ḋuḩâ] ve

غَزَالَاتُ الضُّحَى [ġazâlâtu’ḋ-ḋuḩâ] Kuşluk vaktinin evveline yâhûd güneş yer yüzüne yayıldıktan sonraca olan vakte denir ki genç kuşluk taʹbîr olunur ve ʹalâ-kavlin kuşluğun evvelinden humus-ı nehâr güzerân edince kadar ıtlâk olunur; tekûlu: لَقِيتُهُ غَزَالَةَ الضُّحَى وَغَزَالَاتِ الضُّحَى أَيْ أَوَّلَهَا أَوْ بُعَيْدَ مَا تَنْبَسِطُ الشَّمْسُ وَتَضْحَى أَوْ أَوَّلُهَا إِلَى مُضِيِّ خُمُسِ النَّهَارِ Pes غَزَالَاتٌ [ġazâlât] أَوَانٌ [evân] iʹtibârına mebnîdir.

Vankulu Lugatı - الغزالة maddesi

اَلْغَزَالَةُ [el-ġazâlet] (ġayn’ın fethiyle) Genç kuşluk, أَوَّلُ الضُّحَى maʹnâsına; yukâlu: جَاءَنَا فُلَانٌ فِي غَزَالَةِ الضُّحَى Ve baʹzılar eyitti: غَزَالَةٌ [ġazâlet] güneşin zâtından ʹibârettir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı