sikkît ~ اَلْغِدِّيرُ

Kamus-ı Muhit - الغدير maddesi

اَلْغَادِرُ [el-ġâdir] ve

اَلْغَدَّارُ [el-ġaddâr] ve

اَلْغِدِّيرُ [el-ġiddîr (سِكِّيتٌ [sikkît] vezninde) ve

اَلْغَدُورُ [el-ġadûr] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve

اَلْغُدَرُ [el-ġuder] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Bunlar da ricâle vasflardır. Nisvân kısmı bi’t-tabʹ gaddâr ve bed-ʹahd ve hıyânet-kâr oldukları hasebiyle mü΄ellif hilâf-ı ʹâde mü΄ennes evsâfını takdîm eyledi. Ve ʹArablar hâssaten nidâ΄ ile ricâl kısmına يَا غُدَرُ [yâ ġuder] derler ki عُمَرُ [ʹumer] veznindedir, غَادِرٌ [ġâdir]den maʹdûldür ve يَا مَغْدَرُ [yâ maġder] derler, مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde ve يَا مَغْدِرُ [yâ maġdir] derler, مَنْزِلٌ [menzil] vezninde ki gûyâ mübâlagaten mahall ü menşe-i gadr demektir ve يَا ابْنَ مَغْدِرٍ [yâ’bne maġdir] derler. Mecmûʹu maʹrife olarak gadr ve hıyânetle sebb ve düşnâmı mutazammındır. Ve nisvâna hitâben يَا غَدَارِ [yâ ġadâr] derler, قَطَامِ [ḵaṯâmi] vezninde, yâ mekkâre ve hâ΄ine demektir. Ve bunlar harf-i nidâ ile istiʹmâl olunurlar.

اَلْغُدَرُ [el-ġuder] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) ve

اَلْغَدِيرُ [el-ġadîr] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Sel terk ve ibkâ eylediği suya denir ki göl taʹbîr olunur. غَدِيرٌ [ġadîr]in cemʹi غُدَرٌ [ġuder] gelir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde ve غُدْرَانٌ [ġudrân] gelir, تُمْرَانٌ [tumrân] vezninde. Ve

غَدِيرٌ [ġadîr] Kılıca denir. Ve bir recül adıdır. Ve Muḋar kabîlesi bilâdında bir vâdî adıdır.

Vankulu Lugatı - الغدير maddesi

اَلْغَدِيرُ [el-ġadîr] (ġayn’ın fethi ve dâl’ın kesri ve meddiyle) Şol sudur ki selden kalmış ola, pes فَعِيلٌ [faʹîl] bi-maʹnâ مُفَاعَلٌ [mufâʹal] olur, غَادَرَهُ [ġâderehu]dan yâhûd فَعِيلٌ [faʹîl] bi-maʹnâ مُفْعَلٌ [mufʹil] olur, أَغْدَرَهُ [aġderehu]dan yâhûd فَعِيلٌ [faʹîl] bi-maʹnâ فَاعِلٌ [fâʹil] olur, zîrâ غَدِيرٌ [ġadîr] ehline gadr eder, yaʹnî onlardan hâcet vaktinde munkatıʹ olur, bî-bekâ olduğu için.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı