el-ġušûšet ~ اَلْغُثُوثَةُ

Kamus-ı Muhit - الغثوثة maddesi

اَلْغَثَاثَةُ [el-ġašamp;âšamp;et] (ġayn’ın fethiyle) ve

اَلْغُثُوثَةُ [el-ġušamp;ûšamp;et] (ġayn’ın zammıyla) Arık ve hîre ve zebûn olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَثَّتِ الشَّاةُ يَغِثُّ وَيَغَثُّ غَثَاثَةً وَغُثُوثَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا هُزِلَتْ Ve ʹArablar فُلاَنٌ مَا يَغِثُّ عَلَيْهِ أَحَدٌ derler, مَا يَدَعُ أَحَدًا إِلاَّ سَأَلَهُ maʹnâsına, yaʹnî “Her gördüğü adamdan cerr ve su΄âl eylemeğe mecbûldur, gûyâ ki iʹtikâdında mehzûlü’l-mâl yaʹnî servet ve yesârdan ʹârî fakîr ve bî-nevâ kimse yoktur, mecmûʹ-ı nâs hayvân-ı semîn gibi zî-kuvvet ve zî-gınâdır.” Kezâlik لاَ يَغِثُّ عَلَيْهِ شَيْءٌ derler, لاَ يَقُولُ فِي شَيْءٍ إِنَّهُ رَدِيءٌ فَيَتْرُكَهُ maʹnâsına, yaʹnî “Filân kimsenin ʹindinde eşyâ-ı dünyeviyyeden bir şey΄ aslâ kemter ve bî-kıymet değildir. Cümlesi nefîs ve fâhir olmakla her ne olursa olsun onu terk eylemeyip bir takrîble ahz ve der-himyân eylemeğe saʹy eyler.” Mesel-i mezbûrlar be-gâyet mürtekib ve mütenezzil ve sifle-hûy tülengî kimseler haklarında îrâd olunur. Ve

غَثَاثَةٌ [ġašamp;âšamp;et] ve

غُثَاثَةٌ [ġušamp;âšamp;et] Kelâm, fâsid ve nâ-hoş olmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: غَثَّ الْحَدِيثُ إِذَا فَسَدَ Ve yaranın çirki akmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَثَّ الْجُرْحُ إِذَا سَالَ غَثِيثُهُ

Vankulu Lugatı - الغثوثة maddesi

اَلْغَثَاثَةُ [el-ġašamp;âšamp;et] ve

اَلْغُثُوثَةُ [el-ġušamp;ûšamp;et] (ġayn’ın fethiyle evvelde ve zammıyla sânîde) Arık olmak; yukâlu: غَثَّتِ الشَّاةُ إِذَا هُزِلَتْ وَغَثَّ اللَّحْمُ يَغِثُّ وَيَغَثُّ غُثُوثَةً وَغَثَاثَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ Ve

غُثُوثَةٌ [ġušamp;ûšamp;et] Haber yaramaz olmağa dahi derler; yukâlu: غَثَّ حَدِيثُ الْقَوْمِ إِذَا رَدُؤَ وَفَسَدَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı