el-ketîm ~ اَلْكَتِيمُ

Kamus-ı Muhit - الكتيم maddesi

اَلْكَتِيمُ [el-ketîm] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْكَاتِمُ [el-kâtim] ve

اَلْكَاتِمَةُ [el-kâtimet] Bunlar da ağacında çatlak olmayıp dürüst olan yaya vasf olur, كَتُومٌ [ketûm] gibi; yukâlu: قَوْسٌ كَتِيمٌ وَكَتُومٌ وَكَاتِمٌ وَكَاتِمَةٌ إِذَا كَانَتْ لَا صَدْعَ فِي نَبْعِهَا Ve

كَتِيمٌ [ketîm] Sık ve muhkem tulum dikişine denir ki aslâ bir nesne sızıp çıkmaya; yukâlu: خَرْزُ السِّقَاءِ كَتِيمٌ أَيْ لَا يَنْضَحُ Ve böğürmez olan erkek deveye ıtlâk olunur; yukâlu: جَمَلٌ كَتِيمٌ أَيْ لَا يَرْغُو

Vankulu Lugatı - الكتيم maddesi

اَلْكَتِيمُ [el-ketîm] (kâf’ın fethi ve tâ’nın kesri ve meddiyle) Şol nâkadır ki kezâlik üzerine binildikte çağırmaya. Ve

كَتِيمٌ [ketîm] Şol kırbanın dikişine dahi derler ki ondan su sızmaya; yukâlu: خَرَزٌ كَتِيمٌ وَسِقَاءٌ كَتِيمٌ لَا يَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاءُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı