el-maḵḋam ~ اَلْمَقْضَمُ

Kamus-ı Muhit - المقضم maddesi

اَلْقَضَامُ [el-ḵaḋâm] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) ve

اَلْقَضِيمُ [el-ḵaḋîm] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْمَقْضَمُ [el-maḵḋam] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) ve

اَلْقُضْمَةُ [el-ḵuḋmet] (لُقْمَةٌ [luḵmet] vezninde) Isırıp yiyecek nesneye denir ki yiyinti taʹbîr olunur; yukâlu: مَا ذُقْتُ قَضَامًا وَقَضِيمًا وَمَقْضَمًا وَقُضْمَةً وَهُوَ مَا يُقْضَمُ عَلَيْهِ Ve

مَقْضَمٌ [maḵḋam] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) Diş uçlarıyla nesne yiyecek mahalle denir, niteki مَخْضَمٌ [maḣḋam] ağız doldurarak nesne yiyecek mahalle denir. Bir aʹrâbî Mekke’ye gelip ʹamm-zâdesine mihmân oldukta إِنَّ هَذِهِ بِلَادُ مَقْضَمٍ وَلَيْسَتْ بِبِلَادِ مَخْضَمٍ dedi. Murâdı Mekke’nin zâd ve zahîresinin kılletini yâhûd ehl-i Mekke’nin ashâb-ı riyâzat olduklarını kinâyedir.

Vankulu Lugatı - المقضم maddesi

اَلْمَقْضَمُ [el-maḵḋam] (mîm’in ve ḋâd’ın fethiyle) Mevziʹ-i قَضْمٌ [ḵaḋm], Aṡmaʹî eyitti: İbn Ebî Ṯarefe şöyle rivâyet etti ki bir aʹrâbî Mekke-i müşerrefe’ye geldikte إِنَّ هَذِهِ بِلَادُ مَقْضَمٍ وَلَيْسَتْ بِبِلَادِ مَخْضَمٍ demiş. Ve خَضْمٌ [ḣadm] ağzın cümlesi ile yemektir, nitekim قَضْمٌ [ḵaḋm] etrâf-ı esnân ile yemektir. Ve maksûd Mekke-i müşerrefe’de zahîre az olduğun yâ ehl-i Mekke ehl-i riyâzet olduğun işʹârdır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı