el-meḵâl ~ اَلْمَقَالُ

Kamus-ı Muhit - المقال maddesi

اَلْقَيْلُ [el-ḵayl] (سَيْلٌ [seyl] vezninde) ve

اَلْقَائِلَةُ [el-ḵâ΄ilet] ve

اَلْقَيْلُولَةُ [el-ḵaylûlet] (حَيْلُولَةٌ [ḩaylûlet] vezninde) ve

اَلْمَقَالُ [el-meḵâl] ve

اَلْمَقِيلُ [el-meḵîl] (mîm’lerin fethiyle) Nısf-ı nehâr vaktinde uyumak maʹnâsınadır; yukâlu: قَالَ الرَّجُلُ يَقِيلُ قَيْلًا وَقَائِلَةً وَقَيْلُولَةً وَمَقَالًا وَمَقِيلًا إِذَا نَامَ فِي الْقَائِلَةِ Ve

قَيْلٌ [ḵayl] (سَيْلٌ [seyl] vezninde) شَرْبٌ [şerb] kelimesi gibi ism-i cemʹ olur; قَيْلُولَةٌ [ḵaylûlet] eden kimselere denir. Ve

قَيْلٌ [ḵayl] ve

قَيُولٌ [ḵayûl] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Nısf-ı nehârda içilen süte denir; tekûlu: شَرِبْتُ الْقَيْلَ وَالْقَيُولَ وَهُوَ اللَّبَنُ الَّذِي يُشْرَبُ فِي الْقَائِلَةِ Ve baʹzılar ʹindinde قَيْلٌ [ḵayl] nısf-ı nehârda süt içmek maʹnâsına masdardır; yukâlu: قَالَ الرَّجُلُ قَيْلًا إِذَا شَرِبَ اللَّبَنَ فِي الْقَائِلَةِ Ve

قَيْلٌ [ḵayl] Nısf-ı nehârda sağılan nâkaya denir, قَيْلَةٌ [ḵaylet] dahi denir; yukâlu: نَاقَةٌ قَيْلٌ وَقَيْلَةٌ إِذَا كَانَتْ تُحْلَبُ عِنْدَ الْقَائِلَةِ Ve قَيْلُولَةٌ [ḵaylûlet] eden adama denir; yukâlu: هُوَ قَيْلٌ أَيْ قَائِلٌ Ve

قَيْلٌ [ḵayl] Beyʹ-i maʹkûdu fesh eylemek yaʹnî pazarı bozmak maʹnâsına gelir; tekûlu: قِلْتُهُ الْبَيْعَ بِكَسْرِ الْقَافِ أَقِيلُهُ قَيْلًا إِذَا فَسَخْتَهُ Şârihin beyânına göre bu maʹnâ قَيْلٌ [ḵayl] mâddesindendir ki nısf-ı nehârda süt içmek maʹnâsınadır ki defʹ-i harâreti müstelzimdir, defʹ-i harâret cihetini tasavvur ile defʹ-i ʹakd-i beyʹ maʹnâsında istiʹmâl olundu. Pes bu إِقَالَةٌ [iḵâlet]-i beyʹ mâddesi yâ΄iyyedir ve baʹzılar vâviyyedir dediler, sülâsîden vürûdunu gûyâ ki inkâr edip إِقَالَةٌ [iḵâlet]in hemzesi izâleye haml eylediler, lâkin gayr-i sahîhtir. Ve

قَيْلٌ [Ḵayl] ʹÂd kavminden bir kimsedir ki Mekke’ye vüfûd eylemiştir, yaʹnî diyârlarında iḩtibâs-ı matar olmakla istiskâ için bir mikdâr kimseler ile Mekke’ye gelip istimtâr ve taleb ve ihtiyârlarıyla sehâb-ı ʹazâb sadmesiyle mazhar-ı tebâr oldular.

Vankulu Lugatı - المقال maddesi

اَلْقَوْلَةُ [el-ḵavlet] (vezn-i mezkûr üzere) Bi-maʹnâhu. Ve

اَلْمَقَالُ [el-maḵâl] (mîm’in fethiyle) Bi-maʹnâhu kezâlik; yukâlu: قَالَ يَقُولُ قَوْلًا وَقَوْلَةً وَمَقَالًا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı