اَلْمَقْطُوعُ بِهِ [el-maḵṯûʹu bih] Şol seferber adama denir ki bir sebeble seyr ve seferden ʹâciz ve füru-mânde ola, ʹalâ-kavlin o seferden garaz-ı aslî olan emel ve ümîdinden me΄yûs ola; yukâlu: قُطِعَ بِزَيْدٍ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ فَهُوَ مَقْطُوعٌ بِهِ إِذَا عَجَزَ عَنْ سَفَرِهِ بِأَيِّ سَبَبٍ كَانَ أَوْ حِيلَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ مَا يُؤَمِّلُهُ Ve
مَقْطُوعٌ [maḵṯûʹ] Şol şiʹre ıtlâk olunur ki onda قَطْعٌ [ḵaṯʹ] ʹilleti cereyân etmiş ola; yaʹnî âhirinde olan vetidin sakîni iskât ve müteharriki iskân oluna.
اَلْمَقْطُوعُ بِهِ [el-maḵṯûʹu bih] (mîm’in fethi ve ṯâ’nın zammı ve meddiyle) ve
اَلْمُنْقَطَعُ بِهِ [el-munḵaṯaʹu bih] (mîm’in zammı ve ṯâ’nın fethiyle) Şol kimsedir ki sefer üzerinde ola, seferden ʹâciz ola, yâ nafakası zâyiʹ olduğu cihetten yâ davarı durduğu cihetten yâhûd harekete mâniʹ olur âhar sebebden ötürü.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı