el-mûbež ~ اَلْمُوبَذُ

Kamus-ı Muhit - الموبذ maddesi

اَلْمُوبَذَانُ [el-mûbežân] ve

اَلْمُوبَذُ [el-mûbež] (mîm’in zammı ve bâ’nın fethiyle) Fakîhü’l-Fürs ve hâkimü’l-Mecûs olan kimseye denir. Cemʹi مَوَابِذَةٌ [mevâbižet]tir; âhirinde olan hâ΄, ʹucme için yaʹnî ism-i aʹcemiyy-i muʹarreb olduğunu işʹâr için ilhâk olunmuştur. Mütercim der ki Mecûsun kâdi’l-kudât makâmında olanına مُوبَدُ مُوبَدَانٍ derler, taʹrîble مُوبَذُ مُوبَذَانٍ dediler. Ve mü΄ellifin حَاكِمُ الْمَجُوسِ kavli ʹatf-ı tefsîrdir, zîrâ Fürs’ten murâd Fürs-i kadîmdir ki âteş-perest Mecûslar idi, ʹâlimleri hâkim olurlar, niteki hâlâ Yehûdun ʹâlim ve hâkimine ʹArabîde حِبْرٌ [ḩibr] ve lisânlarında خَاخَامٌ [ḣâḣâm] ve Naṡârâ’nın patrik ve papaz dedikleri gibi. Ve kaldı ki âhir-i مَوَابِذَةُ [mevâbižet]e ilhâk olunan hâ-i mezkûre münâsebetiyle hafî olmaya ki cemʹin âhirine ilhâk olunan hâ΄ üç mevziʹde muttaridedir: Evvel ism-i aʹcemiyy-i muʹarrebdir, gerek taʹvîz için olsun أُسْتَاذٌ [ustâž] ve أَسَاتِذَةٌ [esâtižet] gibi ve gerek bilâ-taʹvîz olsun مُوبَذٌ [mûbež] ve مَوَابِذَةٌ [mevâbižet] ve كَيْلَجٌ [keylec] ve كَيَالِجَةٌ [keyâlicet] gibi. Sânî müfredde olan yâ-yı nisbete taʹvîz için ilhâk olunur, أَشْعَثِيٌّ [Eşʹašamp;iyy] ve أَشَاعِثَةٌ [Eşâʹišamp;et] ve قَرْمَطِيٌّ [Ḵarmaṯiyy] ve قَرَامِطَةٌ [ḵarâmiṯat] ve مَهْلَبِيٌّ [mehlebiyy] ve مَهَالِبَةٌ [mehâlibet] gibi. Sâlis elif-i hâmiseden sonra muʹavvaz olur, حَبَنْطَى [ḩabenṯâ] ve حَبَانِطَةٌ [ḩabâniṯat] ve عَفْرَنِيٌّ [ʹafreniyy] ve عَفَارِنَةٌ [ʹafârinet] gibi. Ve muzaʹaftan جَبَّارٌ [cebbâr] ve جَبَابِرَةٌ [cebâbiret] gibi kısm-ı evveldendir. Ve mevâziʹ-i mezkûrenin gayrıda ilhâk-ı hâ΄ kalîldir, فُحُولَةٌ [fuḩûlet] ve حِجَارَةٌ [ḩicâret] gibi. Ve mü΄ellif gerçi işbu مُوبَذٌ [mûbež] mâddesini fasl-ı vâv’da sebt edip lâkin vech-i mezkûr üzere muʹarreb olmakla mahalli fasl-ı mîm olduğu nâ-pûşîdedir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı